PARATİROİD HASTALIKLARI

Eyvah! Paratiroid bezinizde bir problem mi saptandı?

Aklınıza hemen kötü şeyler geliyor. Sakin olun %99 kanser değilsiniz. Paratiroid hastalıklarının büyük çoğunluğunu fazla hormon üretimine neden olan iyi huylu adenomlar oluşturur.

Paratiroid bezleri, boyun bölgesinde genellikle, tiroid bezinin arkasına yerleşir ve dört adettir. En önemli görevi Parathormon (PTH) salgılayarak vücudun kalsiyum dengesinin düzenlenmesidir. Paratiod hastalıkları fazla hormon üretimine neden olan patolojilerle kendini gösterir. Hastaların kan kalsiyum değerleri yükselmiştir.

ETKİLERİ

Kalsiyum metabolizmanın en önemli minerallerinden biridir. Neredeyse tüm sistemlerin işleyişinde direkt veya dolaylı olarak etkisi vardır. Bu nedenle paratiroid bezi hastalıklarında çok çeşitli belirti ve semptomlar ortaya çıkar.

Paratiroid hastalıkları beyini, kemikleri, böbrekleri, sindirim sistemini, sinirleri, kasları, damarları ve kalbi etkiler. Bazı kanser türlerinin riskini arttırır.

SEMPTOMLAR

Kan kalsiyum ve parathormon tetkikleri bu kadar yaygın kullanılamıyorken hastalar ölümcül kalsiyum krizi ve patolojik kemik kırıklıkları gibi bulgularla saptanıyordu. Oysa günümüzde hastaların büyük çoğunluğu rutin tetkikleri sırasında tesadüfen saptanmaktadır. Paratiroid hastalıkları,

  •  Halsizlik, yorgunluk, saç dökülmesi, kronik baş ağrısı,
  •  İştahsızlık, bulantı, kabızlık, mide-bağırsak problemleri, mide ülseri, reflü, safra taşları, pankreatit,
  •  Unutkanlık, depresyon, konsantrasyonda zorluk, anksiyete, uyku bozukluğu, cinsel problemler,
  •  Kemik ve eklem ağrıları, kemik erimesi, kemik kırıkları,
  •  Hipertansiyon, ritim bozukluğu,
  •  Böbrekte taşları, böbrek yetmezliğine neden olmaktadır.
  •  Meme, prostat, kolon ve böbrek kanseri riskini arttırdığı bildirilmiştir.

Primer hiperparatiroidizim

Paratiroid adenomları kalsiyum yüksekliğinin en sık nedenidir. Genel olarak sadece tek bez tutulumu görülür. %10-20 arası hastada birden fazla bez hastalıklıdır. Çoklu bez tutulumları başarısız sonuçlanan ameliyatların en sık nedenidir. Bu nedenle hastaların ameliyat öncesi değerlendirilmesi endokrin hastalıkları konusunda deneyimli doktorlarca yapılmalıdır. Aynı zamanda operasyon sırasında alınan paratiroid kan tetkiklerinde parathormon seviyesinde yeterli düşme gözlenmemesi de cerraha çoklu bez tutulumunu düşündürür. Tanımlanmasında bazı kaynaklarda tümör tanımı kullanılsa da iyi huylu lezyonlardır. Sadece hastalıklı bez veya bezlerin cerrahi olarak çıkartılmaları yeterlidir ve tedavide kesin çözümdür. %90-99 başarı oranlarına ulaştığımız, 2 santimlik kesilerle yaptığımız Minimal İnvaziv Paratiroidektomi tekniği hastalığın tedavisinde son yıllarda ön plana çıkan etkin bir cerrahi yöntemdir.

Sekonder hiperparatiroidizim

Böbrek yetmezliği olan hastalarda D vitamin sentezi bozulduğu için kalsiyum emilimi yeterli olmaz. Aynı zamanda fosfat atılımı da bozulur. Kan kalsiyumunun düzeyi düşer, fosfat düzeyi yükselir. Bu iki nedenle paratiroid bezleri aşırı parathormon üretmeye başlarlar. Paratiroid bez hücreleri daha fazla hormon üretebilmek için büyür ve çoğalmaya başlar. Bir süre sonra bu hücre bölünmesi kontrolsüz hale gelir.

Son dönem böbrek yetmezliği olan hastaların yaklaşık %20’ sinde ciddi parathormon yüksekliği bulunur. Yüksek parathormon düzeylerinin toksin etkisi vardır. Aynı zamanda ciddi kemik erimesi ve kırıklarına, yaşamı tehdit eden kalp ve damar problemlerine neden olabilmektedir. Bu nedenle tedavi edilmelidir. Öncelikli tedavisi medikal tedavidir (D vitamini ve Cinacalcet. Fakat hastaların %10’unda tedaviye yanıtsızlık gelişir. Medikal tedaviye dirençli hastalar ve ciddi klinik bulgusu olanlara cerrahi yapılmalıdır. Olay tüm bezleri etkilediği için hastada yeterli miktarda paratiroid dokusu bırakacak şekilde tüm paratiroid bezleri çıkartılmalıdır.

Paratiroid karsinomu

Paratiroid kanserleri paratiroid hastalıklarının %1’ den az kısmını oluşturur. Hastalar primer hiperparatiroidizim kliniği ile gelirler fakat kan parathormon ve kalsiyum değerleri primer hastalığa göre daha yüksektir. Tek kesin tedavisi cerrahidir. Paratiroid kanser cerrahisi paratiroid hastalıkları cerrahisine göre daha geniş olmalıdır. Sadece kanserli dokunun çıkartılması eksik tedavi nedenidir. Hastalığın devam etmesine ve erken dönemde tekrarlamasına neden olur. Bu nedenle paratiroid kanseri cerrahisinde tümörlü doku ile birlikte tümör tarafındaki tiroid bezi, santral bölge lenf nodları da alınmalıdır. Eğer etafındaki büyük damar ve boyun yan taraf lenf nodlarına yayılım saptanmışsa, lateral boyun diseksiyonu ve damar rezeksiyonları da yapılmalıdır. Ameliyat sonrasında radyoterapi rutin olarak önerilmez. Hastaların ameliyat sonrası takipleri daha sık yapılmalıdır.

Ultrasonografi ve sintigrafiden daha fazlası

Paratiroid hastalıklarının tanısında kullanılan görüntüleme yöntemlerinin bu işe spesifik kişiler tarafından yapılması çok önemlidir. Bana başvuran hastaların %50’sinden fazlasında paratiroid hastalığının yeri saptanamamış veya görüntüleme yöntemleri arasında uyumsuzluk oluyor. Bu şüpheler varlığında bir hastanın ameliyatının yapılması en büyük hata olacaktır. Bu nedenle paratiroid hastalıklarının tanı ve tedavilerinin bir endokrin cerrah tarafından yapılması, gereksiz tanı yöntemlerinin, ameliyatların ve zaman kaybının önüne geçecektir.

Ablasyon yöntemleri ve daha fazlası

Paratiroid hastalıklarının %80’ini tek bezde aşırı hormon üretimine neden olan iyi huylu adenomlar oluşturur. Bu problemli bezin ince bir iğne yardımıyla yakılması ya da içine toksik madde verilmesi ile problem ortadan kaldırılabilir. Ses oluşumunu sağlayan sinirin yaralanması, kanama ve erken dönemde hastalığın yeniden tekrarlaması gibi sonuçları olsa da uygun hastada deneyimli bir ekiple yapılan işlemlerin sonuçları yüz güldürücüdür.

Paratiroid hastalıklarında tek kesin tedavi yöntemi

Paratiroid hastalıklarında cerrahi tedavi yöntemleri günümüzde daha etkin ve kolay hale geldi. Tabi bunda ameliyat öncesi hastalıklı bezin yerinin tespitinde kullandığımız görüntüleme tetkiklerindeki gelişmelerin çok büyük payı oldu. On santimlik büyük kesilerle yaptığımız ameliyatların yerini 2 santimlik kesilerle yaptığımız minimal invaziv cerrahi teknikler aldı. Boyun bölgesinde hiç iz istemeyen hastalar içinse laparoskopik kameralar yardımıyla ağız içinden yaptığımız ameliyatlar çözüm oldu.

LÜTFEN DOKTORUNUZA BAŞVURMADAN ÖNCE BU FORMU DOLDURUNUZ!

Randevu almak için bize ulaşın.